skip to Main Content

Cerrahi

Çene Cerrahi Operasyonları

  1. Diş Çekimi
  2. Yirmilik (20) Yaş (Akıl) Dişinin Çekilmesi
  3. Apse ve Kist Operasyonları
  4. Sert ve Yumuşak Doku Grefti
  5. Hemiseksyon
  6. İmplant Tedavisi

1. Diş Çekimi

Hangi dişler çekilir?

  • Tedavi olamayacak veya restore edilemeyecek büyüklükte diş çürüklerinde,
  • İleri Periodontal (Dişeti) rahatsızlıklarında,
  • Diş köklerinde tedavi edilemeyen enfeksiyon ve apselerde,
  • Ortodontik tedavi amacıyla yer darlığı olduğu durumlarda,
  • Malpoze (aşırı önde veya arkada bulunarak diş sırasında yer almayan) dişler,
  • Çarpma neticesi onarılamayacak kadar kırılmış diş ve diş kökleri,
  • Tam sürmemiş gömülü dişler,
  • Zamanında düşmeyen süt dişleri,
  • Kanal tedavisine rağmen kurtarılamayan dişler çekilir.

2. Yirmilik (20) Yaş (Akıl) Dişinin Çekilmesi

Hepimizin bildiği gibi ağzımızda en son süren dişler üçüncü azı dişleridir. Genelde 17 ila 25 yaşları arasında sürmeye başlarlar. Bu dişlerin ağızda bırakılıp bırakılmaması konusu tartışmalıdır. Eğer doğru pozisyonda sürerlerse ve çevre dokulara zarar vermiyorsa bu dişin yerinde kalmasında bir sakınca yoktur. Çene kemiğine kaynaşmış ve anormal pozisyonlu bir dişin (röntgenle tespit edilmiş) ileride yol açacağı zararlar göz önüne alınarak çekimine karar verilebilir. Diş arkındaki yer darlığı durumlarında dişin sürmesi dişeti- kemik ve diğer komşu diş engeline takılabilir.

20 yaş dişlerinin çekilme nedenleri nelerdir?
  • ÇÜRÜK: Tükürük, bakteri ve yiyecek parçacıkları yeni çıkmakta olan dişin açtığı yuvada birikerek hem yirmilik dişi hem de yanındaki azı dişini tehdit eder. Bu tip çürükleri fark etmek ve tedavi etmek oldukça zordur. Ağrı ve enfeksiyona yol açan ve apseyle sonuçlanan ağır tablolar meydana gelebiliyor.
  • DİŞETİ HASTALIĞI (Perikoronit): Kısmen çıkmış bir yirmilik dişin dişetinde bakteri ve yiyecek artıklarının depolandığı bir enfeksiyon odağı oluşur. Bu durum ağız kokusu, ağrı, ödem ve trismusa (ağzın tam açılamaması hali) sebep olur. Enfeksiyon lenfler aracılığı ile yanak ve boyuna yayılabilir. Yirmilik dişin etrafındaki bu enfeksiyona yatkın zemin her seferinde kolayca enfekte olmaya adaydır.
  • BASINÇ AĞRISI: Sürme sırasında komşu dişlere de basınç uygulanıyorsa sıkışmadan dolayı da bir ağrı hissedilebilir. Bazı durumlarda bu basınç aşınmaya yol açar.
  • ORTODONTİK SEBEPLER: Pek çok genç birey dişlerindeki çapraşıklıkları düzeltmek için ortodontik tedavi görmektedir. Yirmi yaş dişlerinin sürme basınçları diğer dişlere de yansıyacağından diğer dişlerde de bir hareketlilik olur, çapraşıklıklar artabilir.
  • PROTEZLE İLGİLİ SEBEPLER: Protez planlaması yapılan bir ağızda yirmilik dişleri hesaba katmak gerekir. Çünkü, yirmilik diş çekildikten sonra değişen ağız yapısına göre yeni bir protez yapmak gerekecektir.
  • KİST OLUŞUMU: Gömük bir dişin sebep olduğu kistik vakalar gözlenmiştir. Kist kemik yıkımına, çene genişlemesine ve çevredeki dişlerin yer değiştirmesine ya da zarar görmesine sebep olur. Kemik yıkımını önlemek için diş çekilmeli ve kist temizlenmelidir. Nadiren bu kist çok geniş alanlara yayılırsa tümörlere dönüşebilir veya çene kemiğinde kendiliğinden kırılmalara yol açabilir.
Hiçbir sebep olmasa da gömük 20 yaş dişleri alınmalı mıdır?

Özellikle gömük alt çene 20 yaş dişleri büyük bir olasılıkla bir gün problem çıkartacaklardır. Ağrı, şişme yada çeneyi açamama gibi problemler hiç beklemediğiniz bir anda olabilir. Bu yüzden gömük 20 yaş dişleri problem çıkarmış olsun yada olmasın alınması gerekmektedir.

Eğer diş hekimliği hizmetinin olmadığı bir yere gidiyor iseniz ve gömük 20 yaş dişleriniz varsa bunların alınması, herhangi bir problemle karşılaşmamak açısından önemlidir.

Çekim öncesi yapılması gereken şeyler nelerdir?

Eğer doktorunuzun önerdiği bir ilaç (örneğin antibiyotik) söz konusuysa, mutlaka saatlerine uyarak, düzenli bir şekilde kullanmalısınız. Bir hastalığınız ya da allerjiniz varsa ve ayrıca bu yüzden sürekli kullandığınız ilaçlar mevcutsa, kesinlikle bunları hekiminize söylemelisiniz. Çekimden önce pıhtılaşmayı geciktiren aspirin türü ilaçlar kullanılmamalıdır. Mümkünse dişler güzelce fırçalanmalı ve bir antiseptikli suyla çalkalanmalıdır. Böylece ağızdaki bakterilerin azalması ve enfeksiyon riskinin düşürülmesi iyi olur.

Diş çekiminden sonra nelere dikkat edilmelidir?

  • Çekim yarasının üzerine konan tampon yarım saat kadar tutulmalıdır.
  • Bu tampon atıldıktan sonra, gerekmiyorsa tekrar tampon konmamalı.
  • Oluşan pıhtının bozulmamasına özen gösterilmelidir.
  • Ağız suyla çalkalanmamalıdır.
  • Çekim sonrası iki saat kadar bir şey yenmemeli, bu süre dolduktan sonra da mutlaka ılık şeyler tercih edilmeli ve çok sıcak ya da soğuk yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
  • 24 saat sigara içilmemelidir. Sigara pıhtının bozulmasına ve yara yerinin iltihaplanmasına neden olabilir. Kuru soket denen bu durum uzun süre ağrıya sebep olur.
  • 24 saat alkol alınmamalıdır.
  • Hiç bir şekilde çekim yerine dokunulmamalı, yara bölgesi emilip tükürülmemelidir.
  • Yaralı bölge 24 saat kullanılmamalıdır.
  • Ağrı olursa aspirin dışında bir ilaç tercih edilmeli, mümkünse bunun için hekime danışılmalıdır.
  • Çekim yeri mutlaka temiz tutulmalıdır. Yara içerisine yemek artığı dolması önlenmelidir.
  • Çekimden 24 saat sonra, yumuşak bir diş fırçasıyla bölge yavaşça fırçalanmalıdır. Bu sırada ılık tuzlu su gargarasından da faydalanılabilir.
  • Kanamanın hafif bir sızıntı halinde 6- 24 saat sürmesi normal kabul edilmektedir.
  • Süre aşılmışsa mutlaka diş hekimine başvurulması gerekir.
  • Aynı şekilde, uzun süren ağrı şişlik durumlarında da hekime haber verilmelidir.

Yara iyileştikten sonra ne yapılabilir?

Çekim boşluğunun yerine, duruma göre, köprü, protez ya da implant uygulanmalıdır. Diş eksikliği sindirim bozukluklarına yol açabileceği gibi, çekilen dişe komşu olan dişlerde konum bozuklukları (eğilme, devrilme vb.) ve buna bağlı olarak çiğneme sorunları da oluşabilir.

3. Apse ve Kist Operasyonları (Apikal Rezeksiyon)

Apikal Rezeksiyon Operasyonları Ne Zaman Yapılır?

Apikal rezeksiyon, dişin kemik içinde bulunan kök ucundaki iltihaplı kısmın cerrahi olarak alınmasıdır. Aşağıda değinilen durumlarda apikal reseksiyon uygulamasına başvurulur.

  • Diş kökünün yapı veya şekil bozukluğu sebebiyle kanal tedavisi‘nin tam yapılamaması,
  • Kanal Tedavisi sırasında alet kırıldıysa, kırılan aletin mutlaka çıkarılması gerekiyorsa, aleti çıkarmak amacıyla,
  • Diş üzerinde çıkarılamayan bir restorasyonun varlığı nedeniyle kanal tedavisi yapılamaması,
  • Diş kökünde kist oluşan vakalarda,
  • Yapılmış kanal tedavisine rağmen hastanın ağrısının devam ettiği durumlarda,
  • Diş kökünün kemik içerisindeki 1/3 uç kısmının kırılması durumlarında.

Modern Diş hekimliğinin ana amacı, diş kayıplarının önüne geçmektir. Artık diş hekimleri, doğal dişleri ağızda tutmak için ellerinden gelen çabayı göstermektedirler. Çünkü; tek bir dişin kaybı bile genel diş sağlığı ve görünümde olumsuz değişikliklere neden olmaktadır.

4. Sert ve Yumuşak Doku Greftleri

Ağzının herhangi bir bölgesindeki diş veya dişlerini uzun zaman önce kaybetmiş kişilerde,resorbsiyon denilen olay gelişmeye başlar. Rezorbsiyon kemik dokusunda azalma erime olarak tarif edilebilir. Eriyen kemik dokusu bazen estetik sorunlar oluşturabildiği gibi(ön bölge diş kayıplarında görülen çökme) bazen de implant operasyonları için kemiği yetersiz hale sokar veya sağlık açısından problemler doğurur(diş eti hastalıklarındaki kemik erimeleri). Rezorbsiyona uğramış bölgedeki eksilme birkaç yolla elde edilebilen kemik dokusu ile tekrar arttırılabilir. Küçük defektler için kemik bankalarında hazırlanan dondurulup kurutulmuş kemikler kullanılırken daha büyük defektlerde kişinin kendisinden(alınacak kemiğin büyüklüğüne göre) alınan kemik dokusu kullanılır. Kemik hücrelerinin canlı olduğu bu metotta başarı oranı daha yüksektir. Öte yandan kemik dokusunun alındığı bölgede de bir cerrahi işlem uygulandığından , operasyon alanları iki bölgeye çıkmaktadır. Her vaka için en ideali hastanın hekimi ile durumu ve alternatifleri konuştuktan sonra birlikte karar vermesidir.

Bazı durumlarda kemik grefti yerleştirildiğinde üzerini örtecek ve iyileşmeyi sağlayacak yeterli diş eti dokusu bulunmaz. Ağzın başka yerlerinden (çoğunlukla damağın arka bölgesinden) alınan diş eti dokusu bu bölgeye getirilip dikilerek yumuşak dokuda artış elde edilir.

 

5. Hemiseksiyon

Bazı çok köklü dişlerin iltihabi vakalarında dişin köklerinden birinin etkilendiği ve diğer kökün etkilenmediği görülür. Bu gibi durumlarda dişe kanal tedavisi sonrasında uygulana bir operasyon ile sağlam kök ağızda bırakılır ve diğer iltihaplı kök çekilir. Kalan kök üzerine sonra genelde kuron yapılır.

6. İmplant Tedavisi

İmplant, eksik dişlerin fonksiyon ve estetiğini tekrar sağlamak amacıyla çene kemiğine yerleştirilen yapay diş kökleridir. İmplant diş ve çene yapısını tamamen değiştirir.

Tek diş eksikliğinin komşu sağlam dişlere dokunulmadan giderilmesinde, birden fazla diş eksikliğinin, takılıp çıkartılan protezler yerine, implantlar yardımı ile sabit köprüler yapılarak giderilmesinde, tam dişsizlik durumunda takılıp çıkartılan protezler (damak) yerine sabit protezler yapılabilmesinde, her türlü dişsizliğin ve eksik fonksiyonların giderilmesinde uygulanabilir.

Diş kayıplarının ya da meydana gelen travmaların sonucunda fizyolojik olarak oluşan kemik erimeleri, çene kemiğinin seviyesinin ve hacminin azalmasına neden olmaktadır. Bu durum, uygulanacak protezin işlevini tam olarak yerine getirebilmesine engeldir. Bunun sonucunda da çiğneme ve konuşmada problemlerin çıkması kaçınılmaz olur. Böyle durumlarda implant tedavisi hasta için önerilebilecek bir tedavi opsiyonudur.

Back To Top